| Burnuma kötü kokular geliyor |
الرائحة الكريهة القادمة من أنفي |
| Burnum |
أنفي |
| kokular |
الروائح |
| Her durumda ne olacağını göreceğiz |
سنرى ما يحدث في كل حالة |
| Benim için fark etmez |
لا فرق بالنسبة لي |
| Yine de size vereceğim parayı alacaksınız |
سوف أعطيك المال من جديد سوف تأخذ |
| Bunun için endişelenmenize gerek yok. |
لم يكن لديك ما يدعو للقلق حول ذلك. |
| fark ederse |
إذا لاحظ |
| Ya abiniz size yardım ettiğimi fark ederse? |
ماذا لو أدرك أخوك أنني ساعدتك؟ |
| Eğer bana yardım ederseniz |
إذا تساعدني |
| size bin dolar verebilirim |
أستطيع أن أعطيك ألف دولار |
| Şimdi anlıyorum. Sizin gibi bir kızkardeşim olmadığı için mutluyum |
الآن أفهم. أنا سعيد أن ليس لدي أخت مثلك |
| mutluyum |
أنا سعيد |
| kızkardeşim |
اختي |
| Şimdi anlıyorum |
أنا أفهم الآن |
| kendime |
بنفسي |
| Bu şekilde, paranın çoğunu kendime alabilirim |
وبهذه الطريقة، يمكنني أخذ الكثيرمن المال بنفسي |
| Neden kardeşinize ne olacağı ile bu kadar ilgileniyorsunuz? |
لماذا أنت مهتم جدا بما يحدث لأختك؟ |
| davranış |
سلوك |
| Bu çok hoş bir davranış değil |
هذا ليس سلوك لطيف جدا |
